TARİHTEKİ YOLCULUĞU
Kasımpaşa Spor Kulübü
Kulübümüz, 1948 yılında gerçekleştirilen Dünya Olimpiyatlar'ında, Olimpiyat Şampiyonu olan Güreşçilerimiz Gazanfer Bilge, Mehmet Oktav ve Ahmet Kireççi'nin başarılarından dolayı, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından, armasında Ay - Yıldız taşıma şerefine layık görülmüştür.
Ve bu şerefin ardından Kasımpaşa Spor Kulübü, Beşiktaş Jimnastik Kulübü'nün ardından Türkiye'de armasında Ay-Yıldız taşıyan ikinci Türk Takımı olmuştur.
Kuruluş Hedefi
Sporun her faaliyetinde bulunabilme olanaklarını araştırıp, saptamak ve başta FUTBOL ile GÜREŞ olmak üzere diğer spor dallarında faaliyet göstermek, çağdaş spor bilgisi ile gençlerimizi bilgili kılacak uygulamalarla eğitmek ve sporun tüm güzelliklerine teşvik ile kişiliklerini değerlendirmektir.
Turgay Ciner Spor Kompleksi (Kulüp)
Kasımpaşa Sportif Faaliyetler A.Ş'nin yeni sosyal tesisleri Kemerburgaz’da inşaa edildi. Kasımpaşalı futbolcularımıza ve Türk futboluna katkı sağlayacak futbolcular için iyi bir antrenman ve dinlenme tesisi olarak düşünülmüştür.
Adres: Mimar Sinan Mah. Bahçeköy Cad. Çatal Çiftlik Sok. No:26 Kemerburgaz/Eyüp/İstanbul
Tel: 0212 364 20 01
Fax: 0212 364 20 04
Recep Tayyip Erdoğan Stadı
2004 yılında UEFA kriterlerine uygun bir şekilde yeniden inşa edilerek, çok amaçlı modern bir spor kompleksi olarak Türk sporuna kazandırılan Kasımpaşa Stadyumu, Recep Tayyip Erdoğan adını alarak İstanbul'un gözde spor tesisleri arasına girmiştir.
7 KISIMDAN İNŞAA EDİLDİ
Özürlü tribünü ile birlikte 14.000 koltuk kapasitesine sahip olan Recep Tayyip Erdoğan Stadyumu, A,B,C,D,E, F ve G bloklarının birleşmesiyle 7 kısımdan inşa edilmiştir. Kulüp binası ve Güreş Şubesini de içinde barındıran stadyumda bir kale arkası tribün (Misafir Tribünü), kapalı ve şeref tribünü bulunmaktadır. Modern alt yapıya sahip stadyumda, Kulüp binası , futbolcu soyunma odaları, futbolculara ait dinlenme odaları, masaj salonu , bilardo salonu, banyo ve tuvaletler 5 yıldız konforunda teknolojiyi üstün kılacak bir şekilde tasarlanmış ve inşa edilmiştir.
Yine içerisinde inşa edilen Güreş Şubesi binasında; sporcularımıza hizmet veren ve güreş müsabalarının yapıldığı salon, güreş sporcularımızın için tahsis edilen 5 yıldız konforunda şahsi odalar, tüm detayları düşünülerek dizayn edilmiş fitness salonu, sauna ve Türk hamamı ile Türk spor ve sporcusunun hizmetine sunulan imkanları ile İstanbul kulüpleri arasında yerini alan Kasımpaşa Recep Tayyip Erdoğan Stadyumu, altında bulunan kapalı katlı otoparkı ile maç günleri aboneli taraftarlarına, haftanın diğer günleri ise ise normal aboneli araç sahiplerine hizmet vermektedir.
Maraton tribününün sol tarafında bulunan skorboard arkasında inşa edilen ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından hizmet veren spor kompleksinde ise yüzme havuzları, kapalı basket ve voleybol sahaları ile fitness salonu bulunmaktadır.
UEFA KRİTERLERİNE UYGUN
İnşa aşamasında saha zemini UEFA Kriterlerine uygun kalitede estetik çimle döşenen Recep Tayyip Erdoğan Stadyumu, Futbol Takımımızın, Spor Toto Süper Lig'e çıkmasının ardından yine kriterlere uygun bir şekilde zeminini suni çim ile değiştirmiş ve Süper Lig müsabakalarının oynanması için istenilen ölçüye getirmiştir.
105x65 cm ölçülerindeki saha zemini, 50 kişilik A Basın, 50 kişilik B Basın tribünü, 112 koltuk kapasiteli Protokol, 912 koltuk kapasiteli Misafir, 70 kişilik Engelli ve 8452 koltuk kapasiteli Kapalı Tribünü, TV ve Radyo yayını için özel olarak tasarlanmış Panoramik Naklen Yayın Odası, 100 Kişilik Fotoğraf çalışma odası, 70 kişi kapasiteli Basın Odası, 2 Adet TV Stüdyosu ile Spor Toto Süper Lig müsabakaları olmak üzere diğer lig müsabakalarında da takımımızın büyük başarılara imza attığı Recep Tayyip Erdoğan Stadyumu, büyüleyici atmosferi ile rakip takımların korkulu rüyası olmaya devam ediyor.
Efsaneler
Bunları biliyor muydunuz?
- 1934
Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi ilk kez Kasımpaşa'nın Türabi Baba'daki binasında törenle okunup duvara asıldı. Bu nedenle 1934 yılı Kasımpaşalılar ve Kasımpaşa İdman Kulübü için önemli bir yıldır.
- 1952
Kasımpaşa, 1951 yılında Türk futbolunun profesyonel döneme geçişi ile profesyonelliği seçen ilk 10 kulüp arasındadır. Yeni kurulan "Türkiye Profesyonel Ligi"nin ilk futbol karşılaşmasını 5 Ocak 1952 tarihinde İnönü Stadı'nda oynamak da Kasımpaşa ve Galatasaray kulüplerine nasip oldu.
- 1953
Kasımpaşa'dan Necdet Çoruh 1953-54 sezonunda "Dünya Gençler Şampiyonası"nda üçüncü olan Genç Milli Takım kadrosunda yer aldı.
- 1954
Kasımpaşa Gençlik Kulübü futbol takımı 1954-55 sezonu sonunda en centilmen takım ünvanını aldı.
- 1954
1954 Dünya Kupası A Milli Takım aday kadrosuna çağrılan ortadaki Çetin Zeybek , Kasımpaşa tarihinin ilk milli futbolcusu ünvanını aldı.
- 1957
Kasımpaşa Kulüp Reisi Nuri Atılgan ve Irak Kültür Ataşesi arasında yapılan anlaşma gereği, Kasımpaşa 22 kişilik kadrosu ile 10 Aralık 1957 tarihinde Irak El İttihat Cumhuriyetine giderek düzenlenen özel turnuvaya katıldı. Kral Faysal'ın izlediği turnuva maçlarında Irak Kraliyet Takımı'na 2-0, Irak Ordu Takımı'na 4-3 yenilirken, Basra muhteliti ile 2-2 berabere kaldı. Kasımpaşalılara ziyaretleri neticesinde bir anı plaketi verildi.
- 1958
Kasımpaşa 1958-1959 sezonu Bursa'da düzenlenen Üçüncü Federasyon Kupası finallerinde şampiyon oldu. Kasımpaşa, bu başarısıyla yeni kurulan "Türkiye Milli Ligi"ne kabul edildi.
- 1960
Kasımpaşa 1960'lı yıllarda futbol takımında en çok 8 üniversiteli sporcu bulundurarak yine örnek bir takım oldu.
- 1960
Cemal Gürsel kupasından elenen Kasımpaşa, özel maçta Feriköy'le karşılaştı. Maç 1-0 Kasımpaşa'nın lehine biterken, kaleci Hazım Canıtez topu oyuna sokacağı bir arkadaşını göremeyince, uzun bir degaj yaptı. Top, Dolmabahçe Stadı etrafındaki fırtınanın etkisiyle hız kazanarak doğrudan Feriköy kalesine doğru yöneldi. Beklemediği şekilde gelen topa müdahale etmekte zorlanan kaleci Necdet, bir anda neye uğradığını şaşırdı ve top, Kasımpaşa galibiyet golü olarak Feriköy ağlarıyla buluştu. Böylece Türk Futbolu tarihine birçok katkısı bulunan Kasımpaşa "ilginç bir gol" ile de futbol tarihimizdeki yerini almış oldu.
- 1961
Kasımpaşa 1961-62 sezonunda İzmir Sporu 1-0 yenerek , Alsancak Stadı'nda kazanan ilk İstanbul takımı oldu.
- 1962
Kasımpaşa 28 Mart 1962 tarihinde İnönü Stadında Fenerbahçe ile oynadığı maçta 2-3 lük bir mağlubiyetle ilk gece maçını oynayan takımlar oldu.
Semtimiz
Haliç'in Sessiz Delikanlısı
Haliç’in kuzeydoğu kıyısında, sahilde Atatürk Köprüsünün kuzeyinden ve Haliç Tershanesi havuzlarından başlayarak Hasköy’e kadar uzanan; Kuzeydoğuda karaya doğru Dolapdere sırtlarına tırmanan; Güneydoğuda Azapkapı, doğuda Şişhane, Tepebaşı, Ömer Hayyam, kuzeyde Hacıhüsrev, kuzeybatıda Piyalepaşa, Okmeydanı, Aynalıkavak semt ve mahalleleriyle çevrili, Beyoğlu sınırları içinde nefes alıp veren Haliç’ in sessiz ve bir o kadar da hırçın Delikanlısı’dır Kasımpaşa...
Günümüzde mevcut olan mahalleleri; Cami-i Kebir, Kadı Mehmed Efendi, Sururi Mehmed Efendi, Yahya Kahya, Fetihtepe, Küçük Piyale, Piyale Paşa, Bedrettin, Çatma Mescit, Hacı Hüsrev, Kulaksız ve Kaptan Paşa’dır. 1997 senesi nüfus sayımına göre “ Kasımpaşa Semti” içerisinde yer alan mahallelerin nüfusu 100.000 kişi civarındadır.
Kasımpaşa ve civarı, Bizans İmparatorluğu döneminde Pegai (kaynaklar) olarak bilinirdi. Daha sonraki kaynaklarda, Pegai Psihra Hidata (soğuk sular) olarak da adlandırılmıştır. Bu isimlerden de anlaşılacağı üzere bölgede sular, kaynaklar ve dereler oldukça boldur. Pegai’de, i. basileos’un bir yazlık saray, saraya ek olarak da dört şapel yaptırdığı bilinmektedir. Saray' ın 921 senesine kadar kaldığı, bu tarihte bir Bulgar kuşatması sırasında Bizans orduları yenilgiye uğradığı sırada yandığı, bazı kaynaklara göre de bir süre sonra yeniden onarıldığı nakledilmektedir. Saray' ın Kasımpaşa sahilinde yüksek bir tepede olduğu sanılmaktadır. Semtte Bizans döneminde bir yerleşme olmamıştır, burası daha ziyade bir mesire yeri özelliği göstermektedir. Bölgeye müslümanların gelmesi ise İslam’ın hızla yayıldığı döneme denk düşer.
Kasımpaşa, Evliya Çelebi seyahatnamesi’nde de geçtiği üzere, “ Eski zamanlarda mamur bir manastır olup, kafirler arasında “ayalonka” adı ile meşhur imiş. Fetih' ten sonra, müslüman mezarlığı olmasına ferman buyurulmuş. Çünkü halife Abdülmümin Melik zamanında Mesleke ve Eba Eyyub Ensari vasıtasiyle, sonraları Harun Reşid ve Yıldırım Bayezid zamanında İstanbul’un bir kısmı ve Galata’nın yarısı fethedildiği zaman, yine bu Kasımpaşa’da tersane arkası tamamen mezarlık olarak kullanılmıştır.Sahabe-i Kiram ve değerli evlatlarının burada gömülü oldukları sabittir. Hala mezarlıklardaki taşlarda kufi taşlarla yazılmış alametleri vardır.”
Kasımpaşa’daki Osmanlı yerleşmesi Fatih devriyle birlikte başlamıştır. Türkler İstanbul’u fethettiklerinde burası, Galata surları dışında kalan boş bir arazi parçasıydı. Fatih Sultan Mehmet, gemilerini şimdi ortadan kalkmış bulunan Kasımpaşa (Kozluca) deresi vasıtasıyla buradan Haliç’e indirdikten sonra, Haliç’in karşı sahiline ilk köprüyü burada kurdurdu. Ayrıca daha sonra Evliya Çelebi’nin aktardığına göre “mezarlıkları tamir ettirmiş, birkaç göz tersane, Kaptan Paşa divanhanesi ve bir de cami yaptırmıştır”. Daha sonra Haliç tersanesi olarak anılacak olan İstanbul tersanesi burada kurulmuş, Lazistan ve Karaman’dan da buraya denizciler getirilmiştir. Sadi Abaç’ın iddiasına göre ise Kasımpaşa’ya her ne kadar Lazistan ve Karaman’dan denizci getirilmiş olsa da bölgenin asıl ahalisi İzmir ve Gelibolu’ dan gelmedir. Fetih' le birlikte Kasımpaşa’nın Haliç kıyıları, tıpkı bugün de olduğu gibi bir denizci yerleşmesi sebep olmuştur. 1516 senesinde Gelibolu tersanesi de Kasımpaşa’ya taşınmıştır.
Bu bölgenin Kasımpaşa olarak anılmasına neden olan gelişme, Kanuni devrinde cereyan etmiştir. Kendisi de aslen Kasımpaşalı olan Evliya Çelebi, bu gelişmeyi şu şekilde anlatır: “ Kanuni Sultan Süleyman zamanında İstanbul’un nüfusu kalabalıklaşıp omuz omuza sökmez olunca, vezirlerden Ayabolu fatihi Kasım Paşa’ya, Alaüddevle fatihi Ayas Paşa’ya Padişah fermanı çıkararak, Kasımpaşa şehrini imar etmeye memur oldular. Binlerce devlet ileri gelenleri de yardım ederek, Kasımpaşa şehrini hakkıyla mamur eylediler.” Bu imar faaliyetleri sonrasında Camii ve muhtelif binalar yaptırmış olan vezir Kasım Paşa’nın adı, bölgenin adı oluvermiştir.
Kasım Paşa, sarayda yetişmiş olup, dışarı çıkışı rikap ağalığı ile olmuştur. İki defa Mısır Valiliği de yapan Kasım Paşa, Kanuni Sultan Süleyman zamanında, günümüzde anılan semtin imarıyla vazifelendirilmiştir. Kaptan-ı Derya olduğu zannedilen Kasım Paşa, kaptanlıktan üç tuğ almış olmasına karşın, Kaptan-ı Derya olmamıştır.
Kanuni döneminde İstanbul’a gelen seyyahlardan Schweigger’ın belirttiğine göre Kasımpaşa’da, tersane civarında, oldukça fazla sayıda esir de yaşamaktaydı. Bir rivayete göre yalnız Piyale Paşa’nın 12.000 esiri Kasımpaşa’da idi ve bunların büyük kısmı tersanede çalıştırılmaktaydı. Schweigger bu esirlerin bölgede esasında rahat olduklarını, haftada bir gün hamama gitmelerine müsaade edildiğini, pazar günleri Galata’daki St.Pierre Fransisken kilisesinde ibadet etmelerine müsaade edildiğini, hatta bayram günlerinde onlara bir gün izin verildiğini yazar. Burada bulunan protestan esirlerin ise, İstanbul’da protestan kilisesi bulunmadığı için, ibadetlerini aynı mezhebe mensup ülkelerin gemilerinde icra ettiklerini kaydeder.
Ünlü Osmanlı seyyahı Evliya Çelebi’nin de belirttiğine göre, Kasımpaşa’ nın şeriat tarafından hakimi Galata kadılığı; halk tarafından hakimi ise Kaptan Paşa, tersane kethüdası ve subaşısıdır. 17.yüzyılda Kasımpaşa, İstanbul’un en mamur ve önemli semtlerinden biri olmuştur. Evliya çelebi’nin halkını asker taifesi; esnaf ve tüccar ve dervişan diye üçe ayırdığı Kasımpaşa’da 4. murad döneminde yapılan sayıma göre on bin civarında hane bulunmaktadır. Evliya çelebi, ehl-i zanaat kesiminin semt içindeki dağılımını şu şekilde verir: Bingazi ve Mısır’dan getirilmiş kalafat ustaları ve sal yapanlar zindanarkasına, demirci ermeniler, yeniçeşmede ermeni mahallesine, demir işleyen, halka yapan çingenelerin çürüklük ve daha yukarılara yerleştirildiğini belirtir. Robert Mantran da bu yüzyılda Kasımpaşa’nın en belirgin karakterinin, tüccar ve zanaatkar semti kimliği olduğunu söyler. Bu tüccar ve zanaatkar zümreleri genellikle debbağlar, bahçıvanlar, marangozlar ve denizcilerdir. Bunlar dışında yine seyahatname’de belirtildiğine göre Kasımpaşa semtinde oldukça yoğun miktarda tarikat erbabı ve dervişler yaşamaktadır. Kadiri, rufai, halveti, celveti, uşşaki ve mevlevi tekkeleri ve diğer bazı tarikat tekkelerinin sayısı yirmiyi bulmaktadır.
Evliya, elbette semtin kadınlarını da unutmamıştır. Onlar için “gayet müeddebe ve mesture” tabirlerini kullanmıştır. Demesine göre “ Bu Kasımpaşa şehrinin mahbup ve mahbubesine hadd ü payan yokmuş”. Çünkü Kasımpaşa’nın “ âb u havası gayet latif ” miş. İstanbul adlı kitabın yazarı Mehmet Halil Bayrı’nın belirttiğine göre Evliya’ nın Kasımpaşa’ nın kadınlarını bu kadar övmesinin nedeni “ her adım başında gönlünü açan ve gözlerini kamaştıran bir güzele rastlamış olması” gerektir.